1 . Bölüm
Zor
gecelerden biri daha, kalkan son uçak ile İstanbul’a geldim. Kolay bir yolculuk
olduğunu söyleyemem fakat Türkiye bana çok yabancı bir ülke değil. Çocukluğumda
burası ile ilgili güzel anılarım var. Fakat ardından uzun zaman geçti ve
buradaki dili konuşmayı neredeyse unuttum. İnsanlar ile iletişim kurmayı
aklımdan bile geçirmiyorum, yüzümü bile görmeleri bana korku saracaktır. İşimi
halledip buradan en kısa zamanda gitmek istiyorum. Kolumdaki saate baktım,
sıfır sıfır on üç, saat geç olmasına rağmen insanlar dışarı akın etmiş durumda,
bu işimi zorlaştıracak gibi gözüküyor.
Koluma
bulaşmış kanı siyah gömleğime silip yürümeye devam ettim,
“Merhaba
Türkiye, bir süre beni misafir edeceksin.”
…
Sığınacak
güvenli bir yer ararken biraz ileride iki tane polis gördüm, bana bakıyorlardı.
Refleks olarak bir anlığına yürümeyi bırakıp olduğum yerde donup kaldım.
Polislerden biri yavaşça elini belindeki telsize doğru uzatınca bir anda
koşmaya başladım.
İncinmiş
ayağım her yere bastığında bir kez daha neden koştuğumu sorguladım, neden
korktum ki? Bir sebebi yok. Sadece korkuyorum.
Yaklaşık
iki yüz metre ileride bir ara sokağa girip çöplerin içine saklandım fakat işe
yaramadı, polislerin ayak seslerinden çevremi sardıklarını anlayabiliyordum.
Gömleğimin kol kısmını yırtıp yüzüme bağladım ve kendimi dışarı atıp koşmaya
başladım, nereye kadar koşacaktım ki? Titreyen bacaklarım sanki beynimden ayrı
bir şekilde hareket ediyordu, düşünmeden koşuyordum fakat bir yere gittiğimden
emindim. Yine ne düşünüyorsun Maske?
Nefes
nefese koşarken biraz ileride bir bar gördüm ve hızla binanın arkasına
saklandım, çok kalabalık olduğu için burada beni bulmaları biraz zor olacaktı.
Yere oturup nefesimi düzeltmeye çalışırken bana bakan insanları fark ettim,
hepsi tedirgin gözüküyordu. Ben ise ayağa bile kalkamayacak kadar yorgundum.
Yaklaşık
otuz yaşlarında, benim gibi gömleği yırtılmış bir adamın bağırışları ile
herkesin dikkati dağılmıştı, adam yanıma oturup yüksek sesle konuşmaya başladı.
“Seni
tanıyorum ben!”
Endişe
ile gözlerimi adama diktim,
“Neden
buradasın ha? Vereceğim sana borcumu…”
Kolunu
omzuma atıp elinde tuttuğu içki şişesini bana uzattı,
“Sen
de fakirsin ben de! Anla beni”
İnsanlar
bakışlarını yavaş, yavaş başka yöne çevirirken sarhoş adam elini yüzümü
kapattığım gömleğe doğru yaklaştırdı.
“Neden
bunu takıyorsun canım… Hasta mısın?”
Adamın
kolunu yavaşça omzumdan çekerken ayağa kalktım,
“Evet
canım.”
Bardan
gelen beklenmeyen gürültü ile herkes içeri akın ettiğinde ben de buradan
uzaklaşmak için etrafımı kontrol ettim. O sıra yanıma oturan adam elini sırtıma
koyup ciddi bir ses tonu ile konuştu,
“Daha
dikkatli ol.”
Korku
dolu bakışlarımı bir anda ona çevirdim, hiç de sarhoş gibi gözükmüyordu. Ayağa
kalkıp barın içine doğru yürüdüğünde yere baktım.
Beni
tanıyor muydu? Yoksa sarhoşluğun verdiği saçmalama mıydı?
Barın
dış cephesindeki ışıklandırmaların yansıttığı parlama ile yerde kırık bir demir
parçası gördüm, yere eğilip onu aldım ve düşünmeye başladım.
Ülkedeki
ilk günüm, şehirde başıma gelen ilk kovalama, bu bar ise ilk sığındığım yer.
Acı içinde gülümseyip duvara yaklaştım. Buraya bir işaret koymalıyım değil mi?
Elimdeki
demirin sivri kenarı ile duvar boyasını kazıyarak büyük M harfi yazdım ve derin
bir nefes alarak şehir merkezinden uzakta ıssız bir bölgeye gittim. Uzunca
yürümemin ardından kenara çekilmiş bir araba gördüm. Etrafı iyice kontrol
ederek ilerlediğim için yakınlarda hiçbir evin olmadığını biliyorum. Saatime
yeniden baktım, bir iki saate güneş doğacaktı. İlgimi fazlasıyla çeken bu
arabaya doğru yaklaştım.
Arabanın
pahalı bir markaya ait olduğu her halinden belli oluyordu. Camlar buğulanmış
haldeydi daha da yaklaşıp içeriyi görmeye çalıştım. Yirmili yaşlarda bir kız ve
erkek vardı. Büyük olasılıkla zengin çocuklarıydı ve ailelerinden uzaklaşıp
yasak bir ilişkiye giriyorlardı.
Arabadan
biraz uzaklaşıp gülümsedim, hayatlarını yaşıyorlar diye düşünürken aslında
hayatlarını bitirdiklerinin farkında değiller. Fakat yüzüm aniden düştü ve
ellerimi başıma koydum. Onlara zarar vermek istemiyorum, tek istediğim bu
ülkede barınabilmek. Bakışlarımı arabaya dikip düşünmeye devam ettim. Bunun bir
bedeli olmalı, her zaman olur.
Ohaaaa çok iyi
YanıtlaSil✍(◔◡◔) teşekkür ederim
Silshit (ノ≧∇≦)ノ ミ ┻━┻
YanıtlaSil(ノ≧∇≦)ノ
Silmerhaba iyi günler belki görmiceksiniz ama size bir şey sorabilir miyim?Tiktokta bir bağlantınız var mıydı eskiden.Bana tanıdık geliyorsunuz çünkü.
YanıtlaSilDEĞİL Mİ DEĞİL Mİ BENDE BUNUN İÇİN GELDİM
Silkeşke baksa merak ettim. eğer oysa eskiden takip ederdim onu.
Sil