11. Bölüm
“Bunak
haklı olabilir, dışarısı tehlikeli. Seni götürmemi ister misin?”
“Hayır, çamaşırlarımı alıp gitmek
istiyorum.”
Kapıdan
çıktığında sessizce hoşça kal dedim, birkaç adım ilerledikten sonra arkasına
dönüp son kez gözlerimin içine baktı. Telaş içerisinde idim, yavaşça kapıyı
kapatıp içeri girdiğimde yaşlı adam beni yanına çağırdı.
“Anlat
bakalım.”
Korku
içinde gözlerimi kaçırdım,
“Neyi
anlatayım?”
“Nerede
tanıştınız o kız ile.”
Şaşkınca
adama baktım,
“Hadi
ama evladım benden de saklayacak değilsin ya.”
“Anlamadım
sanırım.”
“Neyi
anlamadın açık, açık soruyorum işte nasıl nerede tanıştınız.”
Bunağa
söylemek için bir yalan ararken gürültülü bir şekilde kapıya vurulma sesi ile ayağa
kalktım, biri deli gibi kapıya vuruyordu. Yoksa gelen polisler miydi? Beni
nasıl bulmuş olabilirlerdi ki?
Hizmetlilerden
biri kapıyı açtığında, içeri giren kişi koşarak mutfağa girdi.
Karşımdaki
Sylwia idi, nefes nefese kalmış bir şekilde yanıma geldi,
“Ne
oldu sana böyle?”
Kız
nefesini düzeltmeye çalışırken yaşlı adam da ayağa kalktı ve kızın yanına
gitti,
“Geç
şöyle otur bizde senden bahsediyorduk.”
Sylwia
gururlu bir şekilde olayı toparlamaya çalışırken içeri hizmetli girdi,
“Muhtemelen
köpek kovalamıştır, mahallede bir köpek var ve herkese havlayıp peşinden
koşuyor.”
Sırıtarak
Sylwia’ya baktım,
“Cidden
mi?”
Bir
anda coşku ile cevap verdi,
“Sıradan
bir köpek kovalaması değildi! Deli gibi havlıyordu! Koşmasam yiyecekti beni!”
Sırıtarak
dışa kapıya doğru ilerledim, köpek kapının önüne oturmuş bekliyordu sanki.
Eğilip,
kızın göremeyeceği bir şekilde tek gözümü griye çevirip köpeğin Maske’yi
görmesini sağladım.
Diğer
insanlar Maske’yi göremezler fakat köpek kedi gibi göz perdesi açık hayvan ve
insanların görebileceğini biliyorum, en azından araştırmalarım o yönde.
Köpek
kulaklarını ve kuyruğunu aşağıya indirdi ve uluyarak buradan uzaklaştı, gülerek
ayağa kalktım ve arkama dönüp Sylwia’ya baktım,
“Gördün
mü? Eğer kaçarsan kovalar.”
Kaşlarını
çatıp bana baktı,
“Köpeğe
bakış mı attın sen?”
Gülerek
başımı kaşıdım,
“Çekici
bakışım köpekler için de geçerli.”
Yukarı
bakıp sırıttı,
“Aynen.”
Ona
doğru yaklaşırken kendini toparlayıp kapıyı tam açtı ve dışarı çıktı,
“Seni
eve bırakmamı ister misin?”
“Hayır
teşekkürler, zaten sana baya bir rahatsızlık verdim…”
Hayır
derken başı biraz eğikti, çekiniyor olabilir mi diye düşünerek içeri bir adım
attım ve bizi seyreden bunağa doğru dönüp seslendim.
“Ben
dışarı çıkıyorum babalık.”
Kapıyı
örtüp kıza doğru döndüm,
“Eee
nereye gidiyoruz?”
…
Yorumlar
Yorum Gönder