Nepenthe Bölüm 28

 28. Bölüm

 

Gözlerimi gördükten sonra var gücü ile kapıya doğru koşmaya çalıştı fakat sakat bacağı ile bu çok zordu, bu beni eğlendiriyor ve gülmeme sebep oluyordu.

Kapının önüne geçip tek elimi dayadım ve Sylwia’ya doğru sırıtarak eğildim,

“Hayır olmaz.”

Kapıyı kilitleyip anahtarı yatağın altına doğru fırlattıktan sonra kolundan tutup yatağa doğru sürükledim. Gözlerim patlayacak gibi hissediyordum, daha ne kadar ağrıyabilirdi? Bu sırada Sylwia bağırıyordu,

“Bırak beni!”

Ama ben onu çok net duyamıyordum, kafamın içi milyonlarca fısıltı ile doluydu. Fakat hissettiğim yoğun bir duygu vardı, o da nefret.

Onu sertçe yatağa doğru atıp elime yastık aldım, acı ile çığlık atarken bir yandan da beni engellemeye çalışıyordu. Bu yetersizdi fakat eli bana her değdiğinde kendimi daha da güçsüz hissediyordum. Sağlam olan ayağı ile karnıma vurup beni yere düşürdüğünde acıdan değil kurtulmaya çalıştığım için çığlık attım. Ellerim ile gözlerimi kapatıp aşağı eğildim, Maske’yi her yerimde hissedebiliyordum. Ağzıma kan tadı geliyor ve saçlarım tel, tel beyazlıyordu. Etrafımda isimler duyuyordum, ak baba sesleri ve sıcak kuru toprağın rahatsız edici hissiyatı.

Saçlarım tamamen beyaz olduğunda gri gözümü yatağın altında anahtar arayan Sylwia’ya diktim.

Beni itip yeniden kapıya doğru koştu, bu beni eğlendiriyordu. Bağırmaya devam etti,

“Kurtarın beni! Kimse yok mu?”

Kapıya yetişemeden onu belinden tuttum ve geri, geri yürüyerek cama doğru götürdüm. Elim ile ağzını kapayarak dışarıyı işaret ettim,

“Görüyor musun? Orada seni bekliyorlar. Öldüğünde onların yanına gideceksin.”

Onu kendime çevirip boğazını sıkmaya başladım,

“Nasıl ölmek istiyorsun?”

Kaşlarını çatarak bana baktı,

“Kendim yaparak!”

O an gözümün önüne kan denizi geldi, her yer kırmızı ve elimde bir bıçak vardı.

Dengem bozulup birkaç adım geri çekildiğimde bunu fırsat bilip arkasındaki vazo ile kafama vurdu. Fakat artık içimde Maske yoktu, bu yüzden canım da yanıyordu.

Yere çömelip kanayan başımı tuttum, ardından endişe ile bana bakan Sylwia’ya.

Hızla ayağa kalkıp lavaboya koştum, gözümün rengi kendine dönmüştü fakat saçlarım hala beyazdı. Suyu açtıktan sonra kafamı altına tutup bağırmaya başladım,

“Neden!”

O sıra açılan kapı sesini duydum, Sylwia tüm olanlara şahit olmuştu. Benim için tehlikeden başka bir şey değildi. Lavabodan çıkıp, çantamdaki bıçağı aldım ve merdivenlerden aşağı indim. Onu görebiliyordum, dış kapıyı açmaya zorluyordu.

Beni gördüğünde telaşla sırtını kapıya dayadı, dayanacak gücü kalmamış gibiydi. Sadece korku ile gözlerime bakmak ile yetindi.

Elimdeki bıçak titriyordu, aslında… Bedenim tamamen titriyordu. Gözyaşlarım yüzünden düzgünce göremiyordum bile.

“Bunu yapmak zorunda değilsin…”

 

Yorumlar

  1. Ah maske bebeğim neden öldürmedin ki bu gerizekalı öldüremez şimdi

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Site Tanıtım Videosu

Nepenthe

Nepenthe

Maske