46. Bölüm
Kadın öfke ile bağırdı,
“Kızım beni sinir etme git müşterinin yanına!”
Bunu demesinin ardından bir şamar sesi duydum, olanları
anlamasam da gülüyordum, her şey bana komedi filmi gibi geliyordu. Ardından
kadın saçımı arkaya itip bana baktı,
“Neye gülüyorsun?”
Şaşkınca üstüme baktım, kadın nasıl bir anda üstüme çıkmıştı?
Gözlerimi kapıya yöneltip içeri gelen kızı aradım fakat yoktu.
“Kız nerede?”
Gülerek üstümden kalktı,
“Sen delisin.”
…
Maske, ayağa kalkıp bayılmış olan James’e baktı ve pavyondan
usulca çıkıp bara girdi. Sylwia bir sandalyede sarhoş bir şekilde oturmuş
bardak ile oynuyordu. Başını çevirip başka bir masada uyuya kalan Arden’i
gördü.
Saat barın kapanma saatini çoktan geçmişti, muhtemelen Sylwia
biraz içmek istediği için Arden onun başında beklerken uyuya kalmıştı.
Sylwia sendeleyerek ayağa kalktığında Maske onu takip etti,
nereye gittiği belli belirsiz ilerlerken bardan çıkıp duvara dayandı ve kusacak
gibi yere eğildi.
Yaklaşık yirmi dakika boyunca yürüdükten sonra durup etrafına
bakındı, nerede olduğunu bilmiyor gibiydi.
“Evim nerede benim? Evim var mıydı ki?”
Maske Sylwia’ya yaklaşıp gözlerinin içine baktı, sanki kendisini
duyabilecekmiş gibi onunla konuştu.
“Anlayamayacağından fazlasını görüyorum Sylwia.”
“Bu kadar içmeme rağmen hala aklımda…”
Yere eğilip başını sakladı,
“Neden çıkıp gitmemiş ki beynimden.”
Maske ifadesizce Sylwia’ya baktıktan sonra gülümsedi,
“Trajik.”
Yorumlar
Yorum Gönder