32. Bölüm
“Bayıldığım
ve beni kurtardığın konusunda yalan söyledin. Aslında senden kaçıyordum ama
beni bayıltıp evine getirdin… Ama neden? Neden oradaki herkes gibi beni
öldürmedin.”
“Bilmiyorum
ben… O an Maske’nin seni de öldüreceğini sanıyordum fakat…”
“Fakat
ne?”
“Fakat
o an gördüğüm görüntülerde bir kız vardı, sanırım geçmişte tanıdığı bir kızı
hatırladı ve seni öldüremedi.”
“Ya
bunların hepsi bir hikâye ise? Ya suçlarının baskısı altında acı çekerken
kendini bu ruha inandırdıysan?”
“İnsanüstü
güçlerime o gece sen de şahit oldun Sylwia ve polisler geldiğinde bir odanın
yandığını söylediler değil mi?”
“Evet?
Bunu nereden biliyorsun?”
“Onlara
o şekilde gözükmesini Maske sağladı.”
“Bunca
zaman o katili arayıp durdum, başımı defalarca belaya soktum.”
Gözlerimin
içine baktı ve cümlesine devam etti,
“Gözümün
önündeymiş.”
“Benden
şüphelendin mi?”
“Evet,
defalarca.”
“Neden
bir şey yapmadın?”
“Çünkü
buna inanmak istemedim, defalarca elim telefona gitti fakat bir şey beni hep
durdurdu. Sanki hayatıma bir umut katmıştın ve bunu mahvetmek istemedim.”
Kaşlarımı
kaldırarak ona baktım,
“Neden?”
“Bak
katil olduğundan yüzde yüz emindim! Ama bana öyle tatlı davranıyordun ki tüm bu
inançlarımı yok ediyordun.”
“Benden
hoşlanıyor musun?”
Utanç
ile bana baktı,
“Hayır!
Bu o tür şeylerden değil!”
Derin
bir nefes aldı,
“Hayatım
iğrenç. Ailem yok, arkadaşım yok, bana sahip çıkacak hiç kimse yok. Her günüm
bir başka taciz ile geçti, okuduğum okulda dışlanıyorum, çalıştığım barda
kullanılıyorum. Sonra bir anda sen geldin ve korkunç hayatım bir anda heyecana
dönüştü. Her gün başka bir olay ile karşılaştım mı? Evet. Fakat yanında olmak
beni enteresan biçimde güvenli hissettirdi.”
Başımı
eğerek elimi çenemin altına koydum,
“Beni
komşulardan biri şüpheli bir anımda gördü, muhtemelen polisleri arayan da
oydu.”
“Şimdi
ne yapacaksın?”
“Yakında
gideceğim, fakat o zamana dek benden uzak durmalısın. Polisler senin de peşine
düşecektir, beni tanımadığını söyle onlara. Saçını boya giyimini değiştir,
gerekirse şehir değiştir. Bunun sana da bulaşmasını istemiyorum. Beni unut.”
Sözümü
bitirdikten sonra ayağa kalktım ve gözyaşımı sildim, neden duygulanmıştım ki bu
kadar. Güvende hisseden bir tek o muydu?
O
da ayağa kalkıp hızlı bir şekilde kollarını belime bağladı,
“Elveda.”
Başımı
başının üstüne koyup saçlarına son kez baktım. Vücudunun sıcaklığını
hissedebiliyordum, kalp atışları içimde atıyor gibiydi.
Bedenini
yavaşça kendimden uzaklaştırıp kaldığım yere doğru yürüdüm. Eve varmamın yarım
saat ardından polisler yeniden geldiler, sakin bir şekilde kapıyı açıp dikkat
çekmemeye çalıştım.
Başta
polisler korkutucu gözler ile bana bakıp içeri girdi kısa bir sorgunun ardından
kanıtları olmadığı için elleri boş gittiler.
Oturduğum
sandalyeden kalktığımda hizmetlilerden birinin bana ters bir şekilde baktığını
fark ettim, göz göze geldiğimizde beni yanına çağırdı.
…
Yok ağlamıyorum ne alaka canım sadece gözüme toz kaçtı
YanıtlaSil