34. Bölüm
Hizmetli odadan çıktıktan sonra bana
Kemal Bey’i anlatan adama döndüm,
“Sonra ne oldu?”
Adam gülümseyerek bana baktı,
“Kemal Bey kız ile evlenmek konusunda çok
kararlıydı. Ailesine sırt çevirdi ve yasa dışı şekilde ailesinin üzerine borç
alarak bu evi inşa ettirdi… Ailesi bu işe çok kızdı ve araları bozuldu, bir
daha görüşmemek üzere yollarını ayırdılar. Fakat Kemal genç bir delikanlıydı bu
durumu fazla önemsemedi, sevdiği kız ile bu evde yaşadı. Kız çok saf ve iyi
niyetli biriydi, bu durumdan hiç mutlu değildi. Tüm hayatı boyunca kendini
suçladı. Bir yılın ardından ilk defa ailesinden bir telefon geldi.”
Heyecan ile adama baktım,
“Arayan kişi kimdi?”
“Kemal Bey’in annesi, ağlamasından dolayı
dedikleri zor anlaşılıyordu fakat dudaklarından şu kelimeler çıktı, baban vefat
etti.”
Tüm bunları duymak benim tuhaf hissetmemi
sağlamıştı, acaba sonu nereye varacaktı?
Elindeki çayı bırakıp parmaklarını masada
birleştirdi,
“Ben o zamanlar on beş yaşlarındaydım,
ailem yıllar boyunca ailesinin sağ koluydu. Ve yaşım on sekiz olduğunda beni de
orada işe başlatacaklardı, fakat on sekizi bekleyemedik. Kemal Bey’in annesi
beni yanına çağırdı ve Kemal Bey’in evine gitmemi ve ona göz kulak olmamı
istedi. Bunun için okulu bırakmak zorunda kaldım. O zamandan beri bu iki aşığın
evinde yaşıyorum.”
Tam söze karışacaktım ki adamın telefonu
çaldı,
“Telefon sana.”
Elimi uzatıp telefonu aldım,
“Buyurun?”
“Efendim verdiğiniz adresteki otelde
Sylwia adlı biri kalmıyormuş.”
Şaşkınca ayağa kalktım,
“Nasıl?”
“Efendim, başka nereye bakmamızı
istersiniz?”
Bana Kemal Bey’i anlatan adama üzgünüm
anlamında işaret yapıp odadan çıktım,
“Beni evden alabilir misiniz?”
…
Sylwia yeni çalışanın yanına gittiğinde
erkek olduğunu gördü, uzun saçları ve ince bedeni yüzünden ilk gördüğünde kız
sanmıştı,
“Merhaba, adım Sylwia işe hoş geldin.”
Sylwia çocuğun korkak biri olduğunu
düşünüyordu, ona dönüp sadece gülümsedi ve işine devam etti. Aslında bu
Sylwia’yı rahatlatmıştı, kimse ile iletişim kurmak istemiyordu. Uzun bir
sessizliğin sonunda çocuk Sylwia’ya döndü,
“Haddim değil fakat kalacak yerin yok
diye duydum, ben de bu şehre yeni geldim. Ev arkadaşı olabiliriz.”
Sylwia şaşkınca çocuğa baktı,
“Hayır, istemiyorum teşekkür ederim.”
…
Barın önüne arabayı çekip içeri
girdiğimizde Sylwia’yı bir çocuk ile birlikte gördüm. Adamlardan birine çantayı
vermesi için uzattım,
“Bunu Sylwia’ya verir misin?”
Adam çantayı alıp Sylwia’nın yanına
giderken çocuk adamı durdurup çantayı aldı. Bu beni delirtmişti, ne hakla bunu
yapabilirsin ki?
Çocuğun yanına koşup öfke ile bağırdım,
“Ne yapıyorsun sen!”
“Efendim? Lütfen sesinizi
yükseltmeyin.”
Çocuğun gevşek bir şekilde
konuşması beni daha da öfkelendiriyordu.
“Çantayı bana ver ve
yolumdan çekil!”
Sylwia sinirli bir şekilde
gelip önüme geçti,
“Ne oluyor böyle! Neden yaygara
çıkartıyorsun! Neden geldin ki sen!”
Yorumlar
Yorum Gönder