23. Bölüm
Yatakta
büzülmüş bir halde yatıyordu, yanındaki boşluğa oturdum ve bacaklarımı uzattım.
“Yalnız
mı hissediyorsun?”
Başını
bana doğru döndürerek omzuma yavaşça yaslandı, bu evet demek miydi?
Heyecan
ile tavana baktım,
“Doktor
azarı yemeden kalksam iyi olur.”
“Her
günüm azar yemekle geçti, otel çalışanları, patronum, sokaktaki yargılı gözler…
Her gün, her gün başka bir laf...”
Kapının
açılması ile susup elimi bıraktı, gelen bunak idi,
“Kızım
Sylwia iyi misin? Nasıl oldun? Nasıl düştün öyle hayret ettim.”
Ardı
ardına gelmeyen sorular ile ayağa kalktım ve kapıya doğru ilerledim,
“Hey
babalık yavaş ol, dinlenmesi gerekiyor.”
Telaş
ile bana döndü,
“Ne
zaman tabucu olacak? Evimize gitmemiz gerekiyor.”
Sylwia
kısık sesi ile yanıt verdi,
“Amca
siz gidin, benlik bir durumunuz yok. Teşekkür ederim zahmetleriniz için.”
O
sıra hemşirelerden biri daha içeri girdi,
“Ziyaret
zamanı bitti lütfen dışarı alalım sizi.”
Kapıdan
çıkarken çok kısa bir anlığına Sylwia ile göz göze geldik, gitmemi hiç
istemiyor gözlerle bana bakıyordu. Ağız ve el hareketleri ile onu dışarıda
bekleyeceğimi işaret ettim. Gözlerini kaçırıp hafifçe gülümsemişti, beni
huzurlu biri haline getiriyordu.
…
Dışarıda
yaklaşık on dakika boyunca bekledim, ardından hemşire odadan çıkıp yanıma geldi,
“Merhaba
siz Sylwia’nın kaçıncı deredecen yakınısınız?”
“Şey
ben onun arkadaşıyım.”
“Babası
veya annesi gelebilir mi? İmza atılması gerekiyor.”
Gözlerimi
kadının elindeki kâğıtlara dikip düşünmeye başladım,
“Buraya
yakın değiller fakat dedesi burada, o imzalayabilir mi?”
Bir
süre gözlerime bakıp durdu,
“Tabii
beş dakika sonra alt katta imzaları attırın lütfen.”
“Ne
zaman taburcu olacak?”
“Yarın
bir terslik çıkmaz ise onu taburcu edebiliriz fakat bu geceliğine yanında
kalacak birine ihtiyacı olabilir, bir kız arkadaşını çağırsanız iyi olur.”
“Tabi,
onunla konuşabilir miyim?”
“Evet,
fakat çok uzun durmayın, dinlenmesi gerek.”
Önce
bunağın yanına gidip ondan kâğıtları imzalamasını istedim ardından Sylwia’ya
haberleri vermek için odasına girdim.
“Nasılsın
Sylwia.”
Başını
bana doğru döndürüp yattığı yerden biraz kenara çekildi, sanki bana yer açıyor
gibiydi. Gülümseyip yanına oturdum,
“Sana
haberlerim var.”
“Neymiş
onlar?”
Bakışlarımı
yukarı yönlendirerek düşünür gibi yaptım ve büyük bir heyecan ile ona baktım.
“Yarın
taburcu oluyorsun.”
“Yarın
mı?”
“Evet
ve bu arada kız arkadaşlarından birini çağırman gerekiyor, sana bakabilecek
biri.”
Morali
bozulmuş gibi duruyordu,
“Tamam
teşekkür ederim, sen gidebilirsin ben ararım birazdan.”
“İstersen
biraz daha kalabilirim.”
“Hayır
teşekkürler, yeterince kaldın.”
Bunu
bana bakarak değil, duvara odaklanarak söylemişti. Bu ona inanmamı
zorlaştırıyordu. Ayağa kalktım,
“İyi
öyle olsun.”
Kapıdan
dışarı çıkarken Sylwia’nın çarşafını sıktığını gördüm.
ben kitabı da yazar beyi de çok sevdim lütfen devamı gelsin :D
YanıtlaSilyazar bey yer sizi
Sil