39. Bölüm
Lavabodan çıktığımda
Sylwia’nın buraya doğru baktığını gördüm, utanmıştım. Eli ile yatağa dokunarak
bana seslendi,
“Gelsene.”
Ona doğru ilerlerken aklıma
Maske gelip duraksadım, ne yapmalıyım ki? Sırf o böyle istiyor diye tüm hayatım
boyunca insanlardan soyutlanacak mıyım?
Yatağa oturduğumda Sylwia
elini elimin üstüne koydu,
“İyi misin? Bir şey mi oldu
sana?”
Ona doğru döndüm, bazen
beni korkutacak derecede zeki biri olabiliyordu. Yanımda kalma sebebinin sevgi
olduğundan şüphe etsem de, onunla kalmaya karşı gelemiyorum.
“İyiyim, hadi biraz uyu.”
Gözlerimin derinliklerine
baktıktan sonra arkasını döndü ve yattı, sanki beni de yanında istiyor gibi
iyice kenara çekildiğinde daha da korkmaya başladım. Daha biraz önce uyarı
almama rağmen onun yakınında durmamın ne kadar tehlikeli olduğunu biliyorum.
Bunun acısı ağır çıkacak,
yanına yatıp arkamı döndüm ve gözlerimi kapattım. Tek istediğim sadece huzurlu
hissetmek.
…
Sabahın ilk ışıkları ile Sylwia yataktan sessizce kalkıp uyuyan
James’e baktı, mutlu bir ruh hali vardı aynı zamanda huzursuz. Hafifçe eğilip
James’in saçlarını öptükten sonra odadan çıktı ve bara doğru ilerledi.
Sylwia’nın aklında sadece o çocuk vardı, kendini bu konuda suçlu
hissediyordu. Yeni çalışan olduğu için bara erken gideceğini biliyordu bu
yüzden onunla konuşabilmek için iyi bir zaman olduğu için mutluydu.
Tam arka kapıyı açıyordu ki duvarda kazılı M yazısını gördü ve
eğildi,
“M harfi gizemi, Maske. Katil sendin öyle değil mi… Neler
yaşadın böyle.”
Tam ayağa kalkıyordu ki
ellerinde çöpler ile o çocuk arka kapıdan çıktı. Yüzü yakından daha berbat
gözüküyordu. Ayağa kalkıp ona yaklaşacaktı ki çocuk bir an duraksayıp geri
çekildi, Sylwia kendisini iyice utanç içerisinde hissetmişti.
“Ben… Çok üzgünüm.”
“Sevgilin çok kıskanç biri.”
“Hayır! O sevgilim değil… Sadece arkadaşım.”
Bunu duyduğuna şaşırmış gibi bir ifade takındıktan sonra
gülümsedi ve ellerindeki çöp poşetlerini yere bıraktı.
“İçeri gelsene.”
İkisi bir içeriye girdiğinde Sylwia utanç içerisinde başını
kaşıdı,
“Hey…”
Çocuk gülümseyerek arkasını döndü,
“Adım Arden.”
“Arden… Bizi şikâyet etmediğin için teşekkür ederiz.”
“Şiddete maruz kalmak benim için çok da alışı dışı bir durum
değil, bunu pek önemsemedim. Amacım seni korumaktı ve bunu başaramadım aslında
kendini kötü hisseden tek sen değilsin. Eğer o gerçekten suçlu olsaydı,
güçsüzlüğüme lanet edip dururdum.”
Sylwia şaşkınlık içerisinde çocuğa bakarken, çocuk gözlerini
kapatıp gülümsedi ve tek elini ona doğru uzattı,
“Kurabiye aldım hadi birlikte yiyelim.”
Yorumlar
Yorum Gönder